Unutulan idealizm ve 'Asil Ruhlu Adamlar/Kadınlar' olmak (1)














"Bu dünyanın ne olduğunu anlamak için en azından bir kez "ölmek" gerekir. Bu bir yasa olduğu için, en iyisi genç ölmektir -ki yeniden dirildiğinizde önünüzde, dirilip yaşayacağınız zamanınız olsun."
Giorgio Bassani adında bir yazar söylemiş bunu. -İyi söylemiş.
Asil ruhlu insan olmak demek, orijinalliği ve yüksek kültürü, toplumsal angajmana sahip mücadeleci bir ruhla birleştirmek demekti... Geçtiğimiz 20'inci yüzyılda kaldığı anlaşılan bu ideali kendine şiar edinenlerin, esasen onların büyük düşünürler olarak ortaya çıktıklarını ve ölümsüzleştiklerini görürsünüz. Sadece parası/rahatı peşinde koşan piyasa adamı/kadını olarak yücelmek, ölümsüzleşmek, mümkün değildir. 1990'lardaki 'Aydın ihaneti'nin boyutları, dünyada da yeniden konuşuluyor. Bu ihaneti artık aşmanın ve yeni destanlar yazmanın zamanı...
Günümüzün çok yönlü ve çok boyutlu sosyal, ekonomik, kültürel, siyasi (vd.) sorunları ortadayken, herşeyi tersyüz edip keyfine bakan medyatik entelimtrak enterteyner tipi ile gidilecek bir yol kalmamıştır. Beyaz atlarına binip bu dünyadan gitmiş olan asil ruhları uyandırmanın, onları yeniden dünyaya çağırmanın vakti... Onların yolu, aynı zamanda ölümsüzlüğün de yoludur.
Hangi değerlere geri dönmek ve onlarda ısrarcı olmak gerekiyor?
Bunların başında, tek tek bireyleri ilgilendiren cinsinden insan haysiyeti, dürüstlük, özgürlük vs. gelmiyor. -Yüce idealleri yükseltmek ve onlar için mücadele etmek düşüncesi geliyor. Bu idealler sadece yeni bir düzen kurmakla özetlenebilecek sosyal hedefler değildir, çok daha geniş kapsamlı yenilikler olacaktır elbette. Tek amacı lüks bir tüketici olmaktan öte asil bir hayat var... 
Ve bunun, Petrus'la kıyaslanamayacak kadar büyük bir yüce lezzete/hazza sahip olduğunu anlamak, öğrenmek, öğretmek ve o yüce hayatın dünyasını kurmak gerekiyor... 
Kendimiz ve çocuklarımız için...

(devam edecek)