"Kurtlar Vadisi Filistin" ve filmin rövanşı: "Kosher Nostra Yeni Osmanlıya karşı"

Malatya Park alışveriş merkezi'nde (Shopping-Mall), İstinye Park'taki sinemayı aratmayacak bir sinema... Dokuz salonun dördünde, "Kurtlar Vadisi Filistin" oynuyor...
Filmin, sinemalardaki ilk gününün gecesi. Ve girdiğimiz salon, son koltuğuna kadar dolu...
Nihayet film başlıyor ve Mavi Marmara gemisi baskınının kurgu görüntüleri, gerçeğe uygun bir şekilde perdede görünüyor. Konu, Polat Alemdar ve ekibinin, Mavi Marmara katliamının intikamını alması üzerine kurulu. Filmin devamındaki sayısız ölüme neden olan bu ilk sahneler, biraz geçiştirilmiş gibi.
Asıl film, Polat Alemdar iki adamıyla İsrail'e hücum edince başlıyor. Eski kabadayıların ağzıyla konuşan, onlar gibi yaylana yaylana yürüyen eski model maço özentisi Türk "acanlar"ın kanlı baskınının bir sonucu olarak İsrail, Filistinlilere katliam yapıyor. Ama halkın içinde insanları yanlışlıkla vurma ihtimaline hiç kulak asmadan silah kullanan ve bu konuda en ufak bir etik belirtisi göstermeyen, takım elbiseli kibirli gösterişçi Türk maçolara, bir tek Filistinli bile itiraz edip, "ulan sizin bu fütursuzluğunuz yüzünüzden İsrail bizi öldürdü burada" demiyor! Halbuki Filistinliler, eğitim seviyesi yüksek, cesur bir halktır. 
(-Tabii İslamcı olup aklını yitiren Filistinlilerden bahsetmiyoruz burada.)
Türkler gene lacileriyle!
(Yeni tip Osmanlıcı Türk, savaşa bile takım elbiseyle mi gider?)
"Laci" ve "Takım elbise" düşküklüğü/takıntısı üzerinden Türklerle dünyanın her yerinde dalga geçiyorlar.  Tabii Türkler bunu bilmiyor.
(-Bunu da bahaneyle burada yazalım. Belki yararı olur!)
Filmde, patlamalı-çatlamalı yer yer çok iyi savaş sahneleri de çekilmiş olmasına rağmen, yeni Osmani Türk türünün savaşmayı bilmediğini kesinlikle söyleyebiliriz. Bu Neo Türkler, -sadece silahlı çatışmadan ibaret vasat filmde- öyle askeri hatalar sergiliyorlar ki, bir film seyrettiğinizi unutup, bilgisayar oyunu seyrettiğinizi sanabiliyorsunuz
. Polat Alemdar, o demode maço haliyle ne kadar gülünç olduğunun farkında değil. Dünyadan bi haber, kasıntı, komiğe yakın klişe laflar ediyor. Diğer iki adamı da ilginç yüzlerine rağmen sokak kabadayısı olmanın ötesine geçemiyorlar. Silahları yanlış tutup, bitmek tükenmek bilmeyen şarjörlerle ateş edip duruyorlar. 
(Filmi yapanlar, silahı yanlış tutarak durmadan ateş eden birinin elinin kolunun haşat olacak ölçüde ağrıyacağını falan da bilmiyorlar, birine de sormamış!) 
Aslında Ortadoğu'nun en iyi askeri İsrail askerleridir ve filmde Polat Alemdar'ın önüne mal gibi atlamak üzere eğitilmişler sanki! Hele bir helikopterin, hepsi silahlı bir grubun üzerine iyice alçalıp havada durarak ateş etmesi sahnesi var ki ömre bedel. Beni benden aldı!
(Böyle bir salaklığı Vatikan Hava Kuvvetleri bile yapmaz.) 
Otuz tane Arap tüfekle ateş ediyor, helikopteri indiremiyor; bir tek Polat Alemdar seyyar roketi çakıp düşürüyor helikopteri! Filmde iyi ve en mazlum Araplar bile ölüyor, ama topal Türkler ölmüyor, ölemiyor... Yani filmde sadece Yahudiler değil, Araplar da aşağılanıyor -hem de film kendi ruh coğrafyasını farkında olmadan göstererek yapıyor bunu...
(Filistinliler bunu da beğenmezler.)

Film, şak diye bitiyor. Bir de bakıyorsunuz, cesetler toplanmış, ortalık süpürülmüş, kahramanlar ortada ööyle duruyorlar! Fonda yüksek sesli bir müzik.
Filmin en güçlü yanı, sembol resimleri ve görüntüleri oldukça iyi kullanması...
Filmin en zayıf yanı da şu: Hayali küçük Osmanlıcı Türklerin, film işlerini öğrendikçe, naylon aklı/mantığının ortaya çıkması ve gerçekten ne kadar uzakta olduklerının daha da sırıtması!.. 
Mahsun Kırmızıgül usulü üçüncü sınıf "mesajlı" diyaloglarına, kötü oyunculuklarına ve filmde ne aradığı bilinmeyen, koşup duran Amerikalı Yahudi kıza bakarak değerlendireceksek...
Filme on üzerinden iki puan verilebilir...
Film, farkına varmadan daha da büyük bir akıl fukaralığı sergiliyor...
Şöyle:
Türkler, onyıllar boyunca "Midnight Express" filminin acısını çektiler. Haksız yere Türkleri kötüleyen bir filmdi. Avrupalılar, bu filmi referans alarak Türkleri, ırkçı ve faşist bir takım tipler olarak tanıdılar. 
Kurtlar Vadisi ile, ikinci sınıf bir Türk filmi, "Midnight Express" filmininin Türklere yaptığını İsraillilere yapıyor.
Tabii şimdi birçok kişi, "Ama İsrail'in yaptıkları gerçek" diyebilir.
Ama aynı kafayla bir Yahudi rejisör de, yarın bir film yaparak, filminde Türklerin yarısını öldürebilir! Türkleri, Ermeni veya Kürt katliamcısı vahşiler olarak gösterebilir...
Mesela...
Film: "Kosher Nostra, Yeni Osmanlı'ya karşı"
Konu: Kürtleri Ermeniler gibi soykırımla öldürmeyi planlayan gül bıyıklı kötü adam, Cuma namazından çıkıp Cobra helikopterine biner ve Kürt köylerini bombalar. Köylerde çocuklar ve kadınlar bombalarla ölürken, kamara kötü adamın tesbih çeken elini göstermektedir. Köylerden birinde ölenlerin arasında, oralarda gezen bir Yahudi turist kadın ve iki küçük çocuğu da vardır... Kadının kocası, Yahudi mafyası Kosher Nostra ve Mosad kırması bir "acan"dır. Bu adam, özel komando birliğinden seçtiği beş adamıyla, Irak'tan bir PKK ordusuyla birlikte Türkiye'ye dalar ve her kurşunla iki Türk askeri öldüre öldüre Üçüncü Ordu'yu bitirir, İkinci Orduyu bitirir, Ankara'ya ilerler. Bu arada Güneydoğu'daki tüm kışlalar Kürtlerin eline geçmiş, Türkler kovulmuştur. Birbirine sarılıp ağlayan Kürtler, yanmış yıkılmış evlerin üzerine Kürt bayrağı asıp, İsraillilerle horon teper. İsrailli tipler, henüz şaşrjörlerindeki mermiler bitmediğinden, sevinçten havaya ateş ederler yarım saat...
Onlar orada acıklı müzikler eşliğinde sevinçten horon tepip ağlayadursunlar, başroldeki İsrailli "acan" acılı koca, Ankara'da Türk polislerini ve askerlerini öldüre öldüre AKP genel merkezine girer, tuvalete saklanan soykırımcı kötü Türkü bulur. Onu orada dinamitleyip öldürür falan. Ve ea yanmakta olan Ankara'dan yürüyerek çıkar! Fonda bangır bangır Led Zeppelin çalarken, kamera da adamın etrafında uçarak dönmeyi sürdürür, yazılar akmaya başlar...
The End.
Buraya kadar işin şakası...
Asıl ciddi olan, Ermeni soykırımı ile ilgili bir Spielberg filmi olur. Veya benzeri...
Üstü bile kirlenmeyen sinekkaydı traşlı, tombul yanaklı Polat Alemdar'ı Araplardan başka kimse seyretmez, kimse de ciddiye almaz...
Ama başrollerinde ünlü Amerikalı oyuncuların oynadığı bir Amerikan filminde, sahici bir Yahudi rejisör, Ermeni soykırımını epik bir dille anlatsa, o filimi bütün dünya seyreder ve ciddiye alır...
Tabii İslamcılar böyle incelikleri öğreninceye ve yaptıkları işlerin ucunun kendilerine daha çok zarar vereceğini anlayıncaya kadar, dünya konjonktürü iyice değişmiş, onlar da çoktan tedavülden kalkmış olabilirler!..
(Bkz.: Tunus, Cezayir, Mısır, ve diğerleri...) 
Filmden sonra ben, kadınların yüzüne baktım...
Başörtülü kadınlar -ki İslamcı çevrelerin en makul olanlarıdır- filmden hiç de memnun görünmüyorlardı. Yüzlerce adamın öldürüldüğü, ölen bir kadının "vatanım Filistin" diyerek öldüğü gerçek ötesi (ölümü yücelten) bir filmi, kadınların beğenmesi mümkün değildir. 
Film, inandırıcı değil ki, inansınlar!
Filmdeki olaylarla, duygusal bağ kurmak da mümkün olmuyor. Filmin en rahatsız edici yanı bu.
(Filistinlilerin dramı, rejinin zayıflığına kurban gidiyor.)