Farklı kültürlü halklardan bir ortak kültür çıkarırken: öncelik sorunu


ABD'de onca farklı halktan nasıl ortak homojen bir kültür oluşmuş, Türkiye'de nasıl?
Konu, ortak kültür...
(Ekonomiye pek bakmıyoruz!..)
Walt Whitman...
Onun örneğinde Amerikan kültürünün oluşması, önemli dersler içeriyor.
Derslerin başında da, makul sınırlar koymanın önemi geliyor.
Bu ne demek?!..
Amerikan kültürünün nasıl ortaya çıktığını anlatması bakımından çok güzel bir örnek Walt Whitman (1819-1892)
Yeni bir halkın kültür dokusunu kurmak, hiç de yabana atılır bir konu olmasa gerek.

Kitabı "Leaves of Grass", popüler Amerikan kültürünün küçük bir kopyası/örneği gibi.
Dünyanın her köşesinden gelme bin türlü milleti bir araya getirip nasıl bir ulus kurarsınız?.. Kapitalizmin homojenleştirici özelliğini kültüre nasıl tahvil edersiniz? Bunun ORTAK kültürünü nasıl oluşturursunuz?..
Türkiye için de oldukça önemli bir konu olsa gerek.
Bu konuda Whitman'da dikkat çeken ilk konu aksiyon!
(Başta bir ulus kurma çabası/mücadelesi yükseltiliyor. Devrimci bir yaklaşım önemseniyor) Çünkü başta ortak bir kimlik yok!..
Bunun kültürü yapılırken, önce dil önemseniyor elbete. Ama daha fazlası var:
Whitman bir şair!.. Bir gazeteci...

Avantgard şiirleri, düz yazıya yakın bir kıvamda yazıyor...
Ve bunların bir toplamı olarak, popüler Amerikan kültürünün kıvamını tutturuyor.
1. Şimdinin, anın kültürünü yapıyor.
Yaptığı, bu anlamda yeni bir şey. Günlük hayatın
(gazetecilerde rastlanan türdeki) realist şimdiki zamanının kültürünü esas alıyor. Tarihi olmayan yeni bir halk için en iyi ve kolay çözüm. (Ama bu anlayışın/kültürün, kapitalizmin hakim kültürü haline gelip dünyaya yayılması da garip sayılabilir)
2. Whitman, buradan çıkan anlık kültürü -Batı'ya özgü- üç temel konuyla destekleyerek bir mit haline getirmeyi amaçlıyor: Demokrasi, Protestanlık ve kendi kaderini belirlemek fikri
(-ki bu da doğrudan kapitalizmle alakalı. Paraya bağımlılık pratiği demek oluyor).
Dünyanın bu tarafında, Anadolu'da durum tersi.
Anadolu'da kültürü Whitman gibi, şimdiki zamanla sınırlamak hem gereksiz hem mümkün değil -çünkü Anadolu on bin yıllık kesintisiz bir evrilip/değişen kültür tarihine/birikimine sahip.
O halde Anadolu'daki ortak kültürün temel ilkesi, şimdiki zamanla ilgili değil, geriye (ve ileriye) doğru uzanan tarihle/gelecekle sınırlanmak zorunda -yani uzun peryotlar dahilinde değerlendirilmek zorunda.
Amerika'daki gibi, insanları bir arada tutabilmek için devrimci aktif bir ideoloji bulmak da şart değil. Çünkü birliktelik, sanıldığından çok daha sağlam.
Anadolu'nun eski kodeksine sadık kalmak esasen yeterli olabilir.
Bu kodeks, Anadolu'daki kültürel değişimi ve değişkenliği esas alan, geriye doğru neredeyse sınırsızlığı ilke ediniyor. Paraşütle havadan inmiş -mesela Amerika'dan- ithal yeniliklerin uzun vadede yaşama şansı yok.
Kültürler iç içeler, hiçbiri katışıksız değil, zamanla değişiyorlar, birbirlerine dönüşebiliyorlar. Anadolu gibi bir yerde,
(dünyada 20'inci yüzyıla hakim olan, yukarıda sözünü ettiğimiz, "Şimdiki zaman esastır" Amerikan ilkesi esas alınarak) etnik/dini kimlikler üzerinden çatışma üretmek fikri, Amerikan çağıyla birlikte sona erecek demektir -denebilir. Zira Amerikan yüzyılına özgüdür.
Sonuç:
'Şimdi'ye odaklı; ve bugünkü durum sanki hep sürecekmiş gibi, halkı farklı "homojen" (değişmez!) kültürel kategorilere hapseden anlayış Anadolu'ya uymamaktadır.
Whitman'da sadece 'Şimdi' esastı.
Amerika gibi bir yer için idealdir.
Anadolu'da da galiba... 'Geçmişten geleceğe uzanan sonsuz değişkenlik' esas... Ve bu değişkenlik, bugünün Türkiye'sinin kültürel bütünlüğü ve ortak paydası üzerinden yürür.
Dünyada Amerikan çağı biterken...
Türkiye'de (Türk ortak paydalı) kültürel bütünlükten ayrı, yeni bir 'homojen Kürt kültürü' çıkartmak ihtimali sıfıra yakındır.
(Bu kültürel homojenleşme ihtimali ne kadar çok büyütülür ve ne kadar çok ciddiye alınırsa, o kadar çok acıya neden olacaktır.)
Amerikan çağına özgü...

(Sonsuza dek aynı kalacağı sanılan)
'Şimdi' kültürünü esas alan bir dönem hızla kapanıyor.
Geriye, ondan hiçbirşey kalmayabilir.